Türkçe | İngilizce | |||
---|---|---|---|---|
General | ||||
Genel | düz yol | straight road i. | ||
This straight road will lead you to the post office. Bu düz yol sizi postaneye götürecek. More Sentences |
||||
Railway | ||||
Demiryolu | düz yol | plain line i. | ||
Demiryolu | düz yol | sraight track i. |
Türkçe | İngilizce | |
---|---|---|
General | ||
Genel | (yol için) sert ve düz bir yüzeye sıkıştırılmış çakıl veya toprak | hardpack i. |
Genel | (yol) doğru ve düz | gain [dialect] [uk] s. |
Proverb | ||
Atasözü | gerçek aşk düz bir yol izlemez | the course of true love never ran smoothly |
Atasözü | gerçek aşk düz bir yol izlemez | course of true love never did run smooth |
Construction | ||
İnşaat | düz bir alandan tepeye doğru (yol) kazmak | bench [new zealand] f. |
Automotive | ||
Otomotiv | düz yol hızı | straight line speed i. |
Aeronautic | ||
Havacılık | uçakların iniş ve kalkış yaptıkları düz ve geniş yol | runway i. |